Üniversiteyi kazandığı yıl 28 Şubat’ı, mezun olduğu yıl 2001 krizini, AK Parti Uşak İl Başkanı iken 15 Temmuz hain darbe girişimini yaşayan, iş hayatında da siyaset hayatında da büyük başarılara imza atan Servet Kuş ile eski ve yeni Türkiye’yi, Türkiye Yüzyılı’nı konuştuk.
Uşak’ın en başarılı iş adamlarından biri olan Servet Kuş sanayi alanında özellikle de endüstri 4.0 yatırımları ile biliniyor. İnşaat sektöründe de faaliyet yapan Servet Kuş Türkiye’nin AK Parti ile büyük bir dönüşüm geçirdiğini söylüyor.
Servet Kuş ile hayatını, siyaseti, Uşak ve Türkiye’yi konuştuk.
Servet Kuş’u anlatır mısınız? Kimdir Servet Kuş?
Ben Uşaklıyım, Uşak’ta doğdum büyüdüm. Üniversite eğitimim dışında tüm hayatım Uşak’ta geçti. Ben her şeyiyle bir Uşaklıyım. Aşıklar şehri olan Uşak’ın hayranıyım. Her zaman hayatımın tam merkezinde Uşak oldu ve olmaya devam edecek.
İnşaat mühendisiyim. Pamukkale Üniversitesi İnşaat Mühendisliği bölümünden mezun oldum. Mezun olduğum dönemde sonradan tüm hayatımı etkileyecek olan 2001 krizi yaşanıyordu. Bu kriz bana ülke yönetiminin hayatımıza ne denli etki edebildiğini gösterdi. Düşünün, üniversiteden mezun oluyorsunuz, hayalleriniz var ve ülkeyi yöneten bir grup insanın kendi arasındaki anlaşmazlıklar nedeni ile yıllarca eğitimini aldığınız mesleğinizi yapamıyorsunuz. Hayalleriniz var ama hayallerinizi gerçekleştiremiyorsunuz. Ben ailemin işi olan deri sektöründe iş hayatıma başladım. Ancak o dönem birçok arkadaşım işsiz kaldı.
2001 ekonomik krizinin yanı sıra 28 Şubat’ı da tüm hayatımda hissettim. Şimdi bazı çevreler 28 Şubat dönemini, o dönemde yaşananları basitleştiriyor. Sanki hiç olmamış gibi gösteriyor. 28 Şubat yaşandı ve hayatımızda silinmeyecek izler bıraktı. Başörtüleri nedeni ile yüzbinlerce kişi okul kapılarında bekletildi. Haklarında soruşturmalar açıldı. Bunlardan biri de eşimdi. Kendisi hakkında başörtüsü nedeni ile soruşturma açıldı. Okuldan uzaklaştırma aldı.
O dönemde ve sonrasında da ben sadece eşimin değil baskıya, haksızlığa uğrayan herkesin yanında oldum.
İnşaat sektöründe 2005 yılında ilk şirketimi kurdum. Yaklaşık 17 yıldır da inşaat sektöründe devam ediyorum. Tabii bu iş faaliyetlerimizden sadece biri. Son yıllarda endüstri 4.0 benim özel ilgi alanım. Ben ülkemizin geleceğinin milli ve yerli teknolojide olduğuna inanıyorum. Son yıllarda yapılan teknoloji hamlelerinin önemini çok iyi biliyorum. Ben de bu alanda yatırımlar yapıyorum.
Dediğim gibi 28 Şubat ve 2001 krizi hayatımı ve hayata bakışımı etkiledi. Güçlü ekonomi için güçlü iktidarların, milli ekonomi için milli siyasetçilerin olması gerektiğini gördüm. Bu nedenle de AK Parti’nin kuruluşu ile birlikte AK Parti’nin içinde yer aldım. İl başkanlığı da dahil farklı görevlerim olsa da ben kendimi her zaman AK Parti gönüllüsü ve AK Parti neferi olarak tanımladım.
AK Parti İl Başkanlığı yaptınız, AK Parti içinde farklı görevler üstlendiniz, siyaset hayatınızdan bahseder misiniz?
AK Parti içinde 2010 yılından itibaren il yönetim kurulu üyeliği, il başkan yardımcılığı, seçim koordinasyon merkezlerinde farklı görevler aldıktan sonra 2015 yılında Uşak’ta AK Parti İl Başkanlığı görevine getirildim. 7 Haziran 2015 seçimlerinin hemen ardından İl Başkanı oldum ve 1 Kasım 2015 yılında yapılacak olan seçimlere hazırlanmaya başladık. Tüm teşkilatlarımız ve üyelerimiz ile birlikte el ele verdik, birlik olduk ve partimizin oylarını bir önceki seçime göre yüzde 9 arttırmayı başardık.
Tarihimizin en karanlık, en kirli darbe girişimi sırasında da il başkanı idim. 15 Temmuz gecesinde de tüm Uşak tek yürek oldu. Hayatımda unutamayacağım en önemli anlardan biridir o karanlık gece. Darbecilere, silahlarını kendi milletine çevirenlere hep birlikte dur dedik. Aşıklar şehri Uşak’ın vatanı söz konusu olduğunda her zaman olduğu gibi yine kahramanlar şehri olduğunu bir kez daha gördük.
2017 referandumunda da il başkanı idim. Referandumda Uşak büyük ve güçlü Türkiye hedeflerine evet dedi. Yüzde 50 oy oranına ulaştık.
Ben il başkanlığı görevim boyunca sonuna kadar her zaman birlik ve beraberliğe önem verdim. Hayalimizdeki Uşak’ı hep birlikte inşa edeceğimize inandım. Şehrimize kamu yatırımları kazandırmak için çalıştım. Yeni özel sektör yatırımlarının gelmesi için çaba gösterdim. Şehrimizi sanayi ve endüstri kenti haline getirmek için ve gelip geçilen değil fark edilen bir şehir olması adına girişimlerde bulundum.
AK Parti’de siyaset yapma sebebinizi anlatır mısınız? Sizin için Ak Parti neyi ifade ediyor?
Bunun için AK Parti öncesine ve sonrasına bakmamız lazım. Doksanlı yılları, siyasetin üzerindeki her türlü vesayeti, ekonomik krizleri, IMF’den gelen komiserleri, hayalleri çalınan gençleri hatırlamamız lazım. AK Parti Türkiye’yi büyük bir hızla o kadar ileriye götürdü ki günümüzde insanlar geçmişi hatırlamıyor. Bizim Recep Tayyip Erdoğan sevdamızı, AK Parti davamızı anlamak istemiyorlar.
Fırlatılan bir kasa ile yerle bir olan bir gecede 3 kat değer kaybeden ekonomiyi hatırlamak istemiyorlar. Hastanelerde tedavi olmak için gece yarısında sıra beklediğimiz günleri hiç yaşanmamış kabul ediyorlar. Tek şeritli yollarda şehirlerarası seyahat edilmemiş gibi davranıyorlar. Yapılan yolları, hastaneleri, üniversiteleri, sanayi sitelerini, fabrikaları, barajları, havalimanlarını görmeden bizleri eleştiriyorlar.
Türkiye Ak Parti öncesinde gerçekten çok zor bir dönemden geçti. Ülkemizin o günkü zor şartlarında milletimizin umudu olarak yola çıkan, cumhurbaşkanımız ve liderimiz Recep Tayyip Erdoğan önderliğindeki partimiz, tek vatan tek millet tek devlet diyerek 2023, 2053 ve 2071 vizyonunda ülkemizin daha güçlü bir devlet olması yönünde kararlı adımlar atmıştır. O zor günlerde mazlumların ümidi olan ak davalı bir nefer olarak partime ve ülkeme hizmet etmek ancak Ak Parti’de siyaset yaparak gerçekleşeceği için Ak Parti’deyim. Ak Parti demek temiz ve ilkeli siyaset demek. Ak Parti demek milletin umudu, Türkiye’nin geleceği demektir. Ak Parti dünya Müslümanlığının umududur.
Ak Parti ile Türkiye’de ne değişti? Ak Parti Türkiye’ye ne kattı?
Ak Parti ülkemizdeki hizmet anlayışını değiştirerek yüz yıllık cumhuriyet tarihimizde 80 yılda yapılanların kat ve kat daha fazlasını 20 yıla sığdırarak millete hizmetin gönül işi olduğunu, inanarak çalışmanın ve halka hizmetin Hakk’a hizmet olduğunu gösterdi. Ak Parti 2000’li yılların Türkiye’sinden, ülkemizi muasır devletler seviyesine yükseltmiş ve ülkemizin vizyonunu daima geniş tutarak dünyada lider ülke olma yolunda her daim çalışmıştır.
Siyaset hayatınızda unutamadığınız anlar var mı?
Var tabii ki. Olmaz mı? Herşeyden önce 15 Temmuz gecesi. O geceyi tüm hayatım boyunca hatırlayacağım. Bir yanda yaşadığımız hain saldırının şoku diğer yanda bir milletin kahramanlık destanının içinde olmanın şerefi. O gece hain girişimin ilk haberleri geldiğinde hızla il başkanlığına geçtik. Kısa süre içinde tarihimizin en karanlık saldırısı ile karşı karşıya kaldığımızı öğrendik. Cumhurbaşkanımızın talimatı ile sokaklara indik. El ele omuz omuza yürüdük. Tüm Türkiye’de olduğu gibi biz de tek yürek olduk. Günlerce meydanlarda kaldık. O geceki hainliği de milletimizin destanını da unutamamam.
Unutamadığım bir başka gün ise 1 Kasım 2015 tarihi. Göreve geldikten birkaç ay sonra yapılan seçimde elde ettiğimiz başarıyı unutamam. 3 ay içinde Uşak’ta oy oranımızı yüzde ellilere çıkarmıştık. Bu yaptığımız çalışmaların, milletimizin cumhurbaşkanımıza ve partimize olan teveccühünün nişanesi oldu.
Siz aynı zamanda mühendissiniz. Endüstri 4.0 alanında çalışmalarınız oldu. Türkiye’nin milli ve yerli sanayi hamlesini anlatır mısınız?
Ülkemiz yıllardır dünyanın büyük sanayi ve endüstri devlerine taşeronluk yaparak katma değersiz ürünler üretmekteydi. Cumhurbaşkanımızın önderliğinde ve onun güçlü Türkiye vizyonunda emin adımlarla 2002 yılından bu tarafa yapılan yatırımların meyvelerini elhamdülillah almaya başladık. Bunlar karşımıza insansız hava araçları, kendi milli otomobilimiz, yerli savunma sanayimiz gibi alanlarda sonuçlar vermeye başladı. Bunlar daha başlangıç. İnşallah Türkiye Yüzyılı’nda dünyada her türlü alanda kendi kendine yetebilen bir ülke olarak dünya lideri olacağız. Dünyada bütün denklemleri bozan Bayraktar SİHA’larımız, Tayfun füzelerimiz, yerli ve milli savunma sanayimizle dünyanın en güçlü ordusuna sahip bir ülke konumuna geleceğiz. Vatanımızda ve mavi vatanımızda bulunan yeraltı kaynaklarımızı milletimizin hizmetine sunup ülkemizin enerjide dışa bağımlılığını en aza indirerek ülke ekonomimiz büyük katkılar kazanacaktır.